Sunum
Sunum
Üst düzey yöneticiler
konferans masasının etrafında oturmuş berbat bir sunum bekliyorlardı. Önceleri
George ile ilgili büyük umutları vardı; fakat şu an tek bildikleri, bu ay
performansının düşmeye başladığı ve bugün de işinin son günü olabileceğiydi. Bugünkü
performansı bardağı taşıran son damla olacaktı. NRG-2000 bir ay içinde resmen
piyasaya sürülecekti ve bu sunum, ürün ekibinin iyi durumda mı yoksa her
zamanki gibi karmaşa içerisinde mi olduğunu belirleyecekti. Büyük bir
olasılıkla George’u görevden alarak, ürün ekibinin başına yeni bir üst düzey
yönetici getireceklerdi. NRG-2000, şirketin cirosunu en üst seviyeye
çıkarabilecek bir sonraki en büyük ürün kampanyasıydı ve şirketin geleceğini
kesinlikle George’un ellerine bırakamazlardı.
George, kapının önünde durup
onların gözünün içine baktı. Gözlerindeki negatifliği ve şüpheyi görebiliyordu.
Paramparça olmasını ve yenilgiye uğramasını beklediklerini biliyordu. Neden
bunu beklemesinler ki, diye düşündü. Kalbi hızla atmaya başladı ve kendini
birdenbire düşünemez bir durumda buldu. Korku, onu ele geçirmeye başlamıştı.
Hayır, şimdi olmaz, diye düşündü. Beni yere sermelerine izin veremem.
Joy’un, onun pozitif
enerjisinin, diğerlerinin negatifliğinden çok daha fazla olması gerektiğini
söylediğini hatırladı ve ona gülümseyerek bakan bir yüz gözlerinin önünde
belirdi. Joy’u düşünerek derin bir nefes aldı ve inanılmaz bir dinginlik
hissetti. Elbette hayatında birçok yenilgi de olabilirdi; fakat bugün
yenilmemeliydi. Bugün yenilgiye izin vermemeliydi.
Yöneticiler, tam bir
felaketle karşılaşmayı bekliyorlardı; fakat George ve ekibi şimdiye kadar
yapılmış en iyi ürün tanıtımlarından birini gerçekleştirdiler.
Sunumun ardından George ve
ekip arkadaşları birbirlerini kucakladılar ve yöneticiler, yüzlerinde şaşkına
dönmüş bir ifadeyle ve nasıl bu kadar başarılı olabildiğini öğrenmek isteyerek
George’un başına üşüştüler. George ise, “Yalnızca bir müdür değil, aynı zamanda
Enerji Amiri olmanın vakti geldi diye düşündüm” dedi. George’un neden
bahsettiği hakkında hiçbir fikirleri yoktu; fakat bunun bir önemi de yoktu.
George, ekibiyle toplantıya gitmenin haricinde hiçbir yere gitmiyordu.
Yöneticilere, enerji otobüsüne nasıl bindiklerini ve Enerji Amirlerini nasıl
ortaya çıkardıklarını anlatmak için çok vakti olacaktı. Fakat bugün kendini
yormayacaktı, ekibine de tatil verecek ve bugün yapmış oldukları her şey için
onları ne kadar takdir ettiğini söyleyecekti. Dokuzuncu atış sırasından, tüm
baseler doluyken tur vuruşu yapmıştı ve bu, bir kutlama sebebiydi.
Fakat çok ilginçtir ki,
George ekibine eve gidip tatilin tadını çıkarabileceklerini söylemesine rağmen,
hiçbiri gitmek istemedi. Hepsi bunu ekiple ve George ile birlikte kutlamak
istedi. Zaferin tatlı kokusunun tadına varmak ve birlikte oldukları anın
enerjisini içlerine çekmek istiyorlardı. George, bir projeye kalbini ve ruhunu
koyan ve ortak bir amaç uğruna hep beraber çalışan bir ekibin, kutlamayı da
birlikte yapmak istediğini anlamaya başladı. İnanılmaz bir şey
gerçekleştirmişlerdi ve başarılı bir işin tadını çıkarmayı hak etmişlerdi. Bunu
onlardan esirgeyemezdi. Bu, onun ekibiydi ve George, onları her zamankinden
daha çok seviyordu. Bu yüzden onları evlerine göndermek yerine, öğle yemeğine
davet etti ve onlara bir öğleden sonra yemeği, eğlence ve rahat bir ortam
ısmarladı. Ekiptekiler o günkü ve yolculukları boyunca elde edecekleri
başarılardan bahsettiler. Otobüslerinin ne yöne gittiğini biliyorlar ve o
otobüste olmaktan heyecan duyuyorlardı.
Comments
Post a Comment