Kazan - Kaybet Yaklaşımı
Kazan - Kaybet Yaklaşımı
İletişim çatışmalarında bazen taraflardan biri
kazanırken diğeri kaybetmektedir. İletişim sürecini yöneten kaynak, çatışmanın
çözüm yolunu üreterek karşısındakine bu çözümü kabul ettirmeye çalışır. Bu
çaba sırasında, birey bazen güç kullanarak, katı davranarak amacını
gerçekleştirir; bazen de hoşgörülü davranarak veya boyun eğerek karşı tarafın
isteklerine razı olur. Çatışmalar birer güç mücadelesi, isteklerin çekişmesi
ya da kazanma savaşı olarak ele alınır. Bazen de, çatışmanın tarafları bir
uzlaşma zemini oluşturarak kabul edebilecekleri düzeylerde kazanım elde
ederler. Bu yaklaşımda, kazanma - kaybetme ilişkisine dayalı olarak, üç
yöntemden söz edilebilir (Gordon 2009; 2010).
Yöntem 1: İletişimde karar verici taraf, çözümün ne
olması gerektiğine karar verir ve güç ve otorite kullanarak bunu kabul ettirir.
Örneğin; okulda öğretmen otoriterdir ve öğrencilere karşı güç kullanımı söz
konusudur. Öğretmen kendi gereksinimlerini öğrencilere zorla kabul ettirir.
Öğrencinin gereksinimi dikkate alınmaz, öyle bir durum, öğrencide kızgınlık ve
kırgınlık; öğretmende ise suçluluk duyguları oluşturur.
Bu yöntemi kullanan öğretmenin öğrencileri, güç
kullanımı ile baş edebilmek için isyan, direnme, meydan okuma, örgütlenme,
başkalarını suçlama, dedikodu yapma, yalan söyleme, duygularını saklama,
sinsilik, hilecilik (kopya), model alma, kendinden güçsüzlere karşı aynı
yöntemi uygulama, yenmeye yönelik hırs, boyun eğme, sinme, yağcılık,
hayalcilik, kaçma (fanteziler, okul korkusu, okul fobisi, zararlı
alışkanlıklar, çok yeme, migren, ülser vb. psikosomatik hastalıklar, çöküntü ve
intihar eğilimi vb. istenmeyen davranışlar geliştirirler. Diğer taraftan, böyle
bir uygulama öğrencilerde sorumluluk duygusunu zayıflatır, iç denetim
geliştirmelerini de engeller. Asıl olan kurallara uymak değil kuralları
çiğnerken otoriteye yakalanmamaktır. Bu yöntemde kazanan öğretmendir, kaybeden
öğrencidir. Böylesi bir ilişkide; öğrencinin yaratıcılık, girişimcilik, öz
disiplin, özgüven, sorumluluk ve cesaret vb. özelliklerini geliştirmesi
tehlikeye düşer.
Yöntem 2: Öğretmen-öğrenci çatışmasından hareket
edilirse, bu yöntemde ise kazanan öğrencidir, kaybeden öğretmendir. Öğrencinin
öğretmene yönelik kafa tutma, ciddiye almama, saygısızlık, öğretmen sınıftayken
de kendi gereksinimleri doğrultusunda davranışlarına devam etme, öğretmenle
dalga geçme....vb. güç kullanımı vardır. Sınıfta öğrencinin gereksinimleri
esastır ve öğretmenin gereksinimleri bastırılmıştır. Öğretmen gerçek tavrın
koyamaz ve genellikle hoşgörü imiş gibi bir davranış içine girer. Gerçekte,
böyle bir durum öğret-mende kızgınlık, kırgınlık ve öğrencide suçluluk
duyguları oluşturur. Bu yöntemde ise öğretmenler, öğrencilerin güç kullanımı
ile baş edebilmek için habersiz ve zor sınavlar, gereksiz not kırma,
öğrencilere karşı okul yönetiminden sürekli destek isteme, kaçma, hat
ta tayin
isteme, aşırı yeme, hayal kurma, sürekli yakınma, psikosomatik rahatsızlıklar,
arkadaş ilişkilerinde isteksizlik, en sevilen öğretmen olmak için bol not
vererek öğrencilere yağcılık etme, istenilen işin en azını yaparak yeni bir
şeyler denemeden durumu idare etme vb. yöntemler geliştirirler.
Yöntem 3: İlk iki yöntemde, kazanmak için savaş ve
karşıdakinin gereksinimlerine saygısızlık var iken; bu yöntemde kaybeden
yoktur, her iki taraf da kazanır. 1. ve 2. yöntemlerdeki olumsuzluklar
yaşanmadığı bu yöntemde, taraflar içir? önemli olan çatışmanın çözümüdür. Esas
olarak, "Kaybeden Yok" yöntemi bir sorun çözme sürecidir. Altı
adımdan oluşmaktadır.
1. Adım: Sorunu tanımlamak.
2. Adım: Olası çözümler üretmek.
3. Adım: Çözümleri değerlendirmek.
4. Adım: En iyi çözüme karar vermek.
5. Adım: Kararı uygulamak.
6. Adım: Çözümün başarısını değerlendirmek.
Bu yöntemde taraflar ortak bir çözüm arayışına
girerler ve olası çözümleri değerlendirerek en iyi çözüm üzerinde bir karar
verirler. Kararın nasıl uygulanacağına karar vermede hiçbir baskıya gerek
olmadığından güç ve otorite de kullanılmaz.
Comments
Post a Comment