Çatışmaya İlişkin Farklı Görüşler


Çatışmaya İlişkin Farklı Görüşler


Çatışmaya günlük yaşamda şiddet, kavga, savaş içeren anlamlar yüklenebilmektedir. Ancak çatışmalarda amaç kendi tercihlerinin kabul edilmesini sağlamak veya bir kaynağın ya da gücün kullanımında öncelikli konuma geçmek gibi şiddet içermeyen bir nitelik de gösterebilir. Şiddet, çatışmanın en uç örneğini oluşturur (Karip 2003; Mayer, 1990). Geçmişten günümüze çatışma kavramına, olumsuz ol­duğu kadar, olumlu yönde yaklaşımlar da bulunmaktadır. Çatışmayla ilgili diğer bir yaklaşım da çatışmayı olumlu ve olumsuz özellikleri ile alan dengeleyici yakla­şımdır (Artan, 2002: 202-204; Koçel, 2005).

Olumsuz görüşe göre çatışma, bireysel ya da örgütsel amaçlara ulaşmayı en­gelleyen ve olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına neden olan bir süreç olarak gö­rülür. Çatışmaya dayalı bir iletişim süreci, sağlıklı bir iletişimi engelleyeceği gibi amaçları gerçekleştirme yönünde kullanılan kaynaklar üzerinde de yıkıcı, tahrip edici durumlara ve savurganlığa neden olur. Taraflar arasında dargınlık, gergin­lik, güvensizlik ve kaygıları arttırır. Etkileşimin nitelikli olması için çatışmaların tamamen ortadan kaldırılması, hatta çatışma olasılığı olan durumların hiç yaşan­maması için uğraş verilmesi gerektiğini savunur.

Olumlu görüş, çatışmayı bireyler için olduğu kadar, örgütler için de itici bir güç olarak ele alır. Etkileşim sürecinde yaşanılan eksikliklerin ve yanlışların ortaya çıkarılması ve sorunların çözümlenmesinde, çatışmanın büyük yararları olabilir.

Özellikle değişim ve gelişimin hedeflendiği durumlarda farklı bakış açılarının ve yaklaşımların önemli katkıları olabilecektir.

Dengeleyici görüş, çatışmanın olumlu ve olumsuz sonuçlarının olabileceğini, ancak iyi yönetilirse, olumsuz yönlerin azalarak olumlu sonuçlar doğuracak fırsat­ların yakalanabileceğini savunur. Bireyler arası ya da örgütsel ilişkilerde görülen çatışma durumlarının azaltılarak bir dengeye sokulması ne kadar önemli ise; du­rağan, çatışmaların yaşanmadığı ortamlara hareket katarak kişilerin belli düzeyde çatışma yaşamalarının da o derece önemli olduğu görüşü egemendir.

Çağdaş yaklaşım, çatışmanın insan, gruplar ve örgütler üzerinde olumlu et­kileri olduğunu ve iyi yönetilmesi gerektiğini ön plana çıkarır. Çatışmaya ilişkin görüşlerin her biri tartışmaya açıktır ve her birinin, bakış açsına bağlı olarak, doğ­ruluğundan söz edilebilir.

Çatışma Düzeyi ve Verimlilik İlişkisi


Gerek bireyler arası, gerekse gruplarda, örgütlerde çatışma belli bir düzeye kadar yararlı olabildiği gibi belli düzeyin altında kaldığında olumsuzluklara da yol açabilmektedir. Şekil İde görüleceği üzere (Rahim, 1992, akt. Karip, 2003: 1-2), çatışma düzeyinin düşük kaldığı durumlarda verimlilik düzeyi de düşük kalmak­tadır. Uygun düzeyde çatışma verimlilik üzerinde bir etkiye sahipken, çatışma dü­zeyi arttıkça verimlilik düzeyi düşmektedir.

Çatışmanın örgütler için önemli olduğunu ve yönetsel değer taşıdığını belirten Robbins'in görüşleri ise tartışmaya değer niteliktedir. "Sular bulanmadan durulmaz" deyişine koşut olarak birçok yazar iyileşmeyen örgütlerde en iyi tedavinin ortalı­ğı karıştırmak olduğunu ileri sürerler. Ancak, anılan yazarlar örgütün bu süreçte önemli enerji kaybına uğrayacağını da göz önüne alarak yöneticiliği çatışmayı çöz­me sürecinde uzlaştırmak, ya da potansiyel olarak yıkıcı nitelikteki çatışmayı, yapıcı sonuçlara yönlendirmek biçiminde tanımlamaktadır (Açıkalın,1996: 22).


Comments

Popular posts from this blog

Graf Analize Göre İletişim Çatışmaları

Johnson'ın Çatışma Ve Sorun Çözme Stratejisi

Kazan - Kaybet Yaklaşımı